27 Haziran 2019 Perşembe

250cc Vespa ile 5500 km Avrupa Turu - 12 Ülke




Merhabalar


2017 ağustos sonunda 150 cc ilk Vespa Primavera ile Yunanistan üzerinden İtalya’ya gidip gelmiştim. 8 gün - 3500 km süren bu maceradan 2 yıl sonra 5500 km ilk yeni bir maceraya giriştik.

İşimden dolayı uzun süreli izin almam sorun olduğu için, tüm haftayı kapsayan Ramazan Bayramını da fırsat bilerek 2 haftalık bir plan yapmaya başladım. Aklım uzak doğudaydı aslında ama hava koşullarının uygun olmayacağını gördüğümden dolayı motosiklet ile bir şeyler yapmaya karar verdim. 2 rota vardı aklımda. Güney İtalya ya da bir kaç avrupa ülkesini kapsayan bir tur.

Konuyu benimle aynı Vespa sahibi arkadaşım Ersin ile paylaştım. Daha önce İtalya' ya yaptığım yolculuğu da beraber yapacaktık ama iş değişikliği nedeniyle tek gitmiştim. Bu sefer o da bu maceraya dahil olmak istedi. Birlikte bir rota çizdik. Hedefimiz Viyana'ya gidip oradan Como Gölü, sonrasında da Venedik’i ziyaret etmekti. Dönüş yolunda da Hırvatistan ve  Arnavutluk’u gezip sonrasında 2-3 gün Yunanistan’ da deniz tatili yapmayı düşündük. Bu macera için 16 günümüz vardı.

Yolculuk sonunda gerçekleşen rotamız aşağıdaki gibi oldu. İşaretli alanlarlar kaldığımız ve belli bir süre harcayarak gezdiğimiz yerleri ifade ediyor.


Rotamız


Kabaca rotamız belli olunca vize işlemlerine başladık. Rotamız Bulgaristan’dan başlasa da
vizeyi Yunanistan’dan aldık. Sınırda bununla ilgili bir sorun çıkmadı. Sorun olabilir diyenler oluyordu ama biz sorun yaşamadık.

Yola çıkmadan motorlara sticker arayışına girdik. Bize özel bir karakter aradık. Biraz esprili de olması açısından Vecihi de karar kaldık. Vecihi - Panic In The Sky resimlerimizi yapıştırıp yola çıktık.


Sticker resmi ve motor üzerindeki resmi.


Vecihi Sticker





1. Gün -Filibe ( Bulgaristan ) - 417 km

Cuma günü saat öğleden sonra buluşup yola çıktık. Hedefimiz sınırı geçip, Filibe – Bulgaristan’da konaklamaktı.

Sınırda sıra yoktu. Rahat rahat işlemlerimizi yaptık. Bulgar polisi çok sıcakkanlıydı. Sanırım karşılaştığımız en güleryüzlü ve samimi sınır polisi Bulgar oldu. Çok da iyi Türkçe konuşuyordu.

Sınır sonrası bizim için biraz sancılı oldu çünkü sınırı geçtikten sonra yağmura yakalandık. Hava da kısmen soğuktu. Ersin sağolsun tedbirsiz gelmiş, yağmurluk yoktu yanında. Güzel bir ıslandı ve çok üşüdü. Bunu yazmama muhtemelen kızacak :) Benzinlikte durduk, ıslak kıyafetleri değiştirdik ve yola devam ettik. Yağmur az da olsa yağmaya devam ediyordu ama akşam olduğu için artık yerleşebileceğimiz bir yer bulmamız gerekiyordu. Fakat bir sorunumuz vardı, kalacağımız yer belli değildi :) .  İnternetimiz olduğu için yolda giderken bir yer buluruz diye düşündük. Bulgaristan'da Airbnb de ilan veren kişiler sağolsunlar cevap vermediler :). Yağmurda ıslanmış biraz da üşüyerek otel aradık ve en yakın bulduğumuz otele yerleştik. Sonrasında da aç olduğumuz için yiyecek birşeyler aradık. Saat 11 olduğu için yer bulmak zordu. Cebimizde de sadece euro ve kredi kartı vardı. Bir yer bulduk, euro kabul ederim ama 1 euro = 1 leva dedi. (Normalde 1 euro = 2 leva) Kabul etmedik tabiki ve kredi kartı kabul eden Mc Donalds ta akşam yemeğimizi yedik.



2.Gün – Sofya (Bulgaristan) – Niş (Sırbistan) - 320 km

Yağmurlu hava ve gece euro konusunda yaşadığımız muamele bizi erken kalkıp Filibeden uzaklaşmaya itti. Amacımız Sofya ve sınırı geçip Niş’ e gitmekti.

8 gibi yola çıktık ve Sofya’ ya vardık. Google ve Tripadvisor' dan çevrede neler var araştırıp gezdik. Yemek yedikten sonra Sırbistan'a doğru yola koyulduk.


Sofya


Sırbistan sınırı da sakindi. Yalnız buradaki görevli sıcak kanlı değildi :) Baştan ciddi, sinirli bir ifade ile karşılaştık.  Ben de üzerine biraz sakarlık sergiledim. Magnet ile tutturdukları lambayı düşürdüm. Kırdım zannettim ama magnet olduğunu görünce rahatladım. Polis kızdı haliyle. Sonra motordan inerken tekrar kolum çarptı ve düşürdüm. Yine bir şeyler söyledi. Ama yetmedi tekrar düşürdüm. Sonun da adam da gülmeye başladı :) Neyseki benim geçmeme de izin verdi :) Akşam 8 gibi Nişe vardık. 1 gün önce ayarladığımız Airbnb evine yerleştik. Niş güzel, genç bir şehir. Akşam biraz gezdik ve tesadüfen gördüğümüz Vespa Bar da oturarak bir şeyler içtik. Sonrasında bir sonraki planımızı uygulamak üzere evimize döndük.

Sırbistan'a Giderken


3. ve 4. Gün - Belgrad - Budapeşte - 610 km

Biraz gözü kararttık. Hedef Belgrad ve Budapeşte.

8 gibi yola çıktık. Belgrada vardığımızda bir alışveriş merkezinin kaldırımına motorları parkettik. Çevreyi bilmediğimizden parkedilmiş motor görünce biz de yanına koyduk ama gezerken motorların parkedebileceği yerler olduğunu da farkettik. Belgrad'da fazla oyanlanmadık. Belgrad kalesi ve çevresini gezdik. Bizim tarihimizde de yeri olan bir şehir. Kale içinde de Osmanlıdan izler görebilirsiniz. Yemeğimizi yedikten sonra Budapeşte' ye yola koyulduk.

Belgrad kalesi duvarlarına bitişik toprak tenis kortunu görünce şaşırdım. Böyle bir alanı, tarihi bir yerde insanlara ayırmaları güzel bir şey. Keşke oynama fırsatım olsaydı dedim kendi kendime. 




Budapeşte,  Bulgaristan ve Belgrad’dan sonra bize  Avrupa buymuş dedirtti. Hamamları ile ünlüydü. 2 gece burada kalmaya karar verdik. Hamama gidip kendimizse gelelim dedik. 3 günlük yol yorgunluğunu böylelikle gidermeyi düşündük. Sınırda bir sorunla karşılaşmadık, sıra yoktu, rahat rahat işlemlerimizi yaptık.

Budapeşte mimari yapısıyla beni hayran bıraktı. Bina görmeye bir daha hiç bir yere gitmem lafımı bana yedirdi diyebilirim. Hamam da eğlenceliydi,  kesinlikle gidin. Açık- kapalı havuzları, saunaları, soğuk su havuzları vs. hem eğlendik, hem de rahatladık. Tabi biz biraz sezon dışında gittiğimiz için, her yerde sakin bir ortam ile karşılaşıyorduk. Siz gidip de kalabalıktan muzdarip alabilirsiniz. Normalde iğne atsan yere düşmüyor diyorlar.


Kahramanlar Meydanı


Hamam

5. ve 6. gün - Viyana - 245 km

Öncekilere göre kısa bir yol. Macaristan ve Avusturya Schengen ülkeri olduğu için sınır kontrollerine girmedik. Sınırda sadece bir kaç polis araçları durdurmadan uzaktan izliyorlardı. Onun dışında gişe vs yoktu.

Öğlen 2 gibi konaklayacağımız eve vardık. Tarihi bir evde kaldık. Ev sahibi Türktü. Bizi güzel karşıladı ve yardımcı oldu.

Viyana tarihimizde de önemli bir yere sahip olduğu için gitmeye karar verdiğimiz bir ülke oldu. Budapeşteyi çok beğenmiştik. Viyana mimari yapısı ile Budapeşteyi geride bıraktı. Tabi kalma, yeme, içme maliyetlerimizi de 2 ye katladı :). Şinitzel gerçekten güzeldi. Yediğimiz şeyler genel olarak çok başarılıydı. Viyanada yaşayan arkadaşımız Gizemin de yönlendirmeleri de güzel şeyler yememizde etkili oldu.

Normalde Viyana da 1 gece kalacaktık ama Gizem sağolsun bize bir kaç öneride bulundu. Biz de 1 gece daha kaldık. Tuna nehri kıyısında yüzülebilen bir yere gittik. Piknik yapıp, flamingo ve balıkların olduğu bir ortamda yüzdük. Su pis görünebilir ama girince öyle hissetirmedi. Bulanık olmasına rağmen yine de girdik ve yüzdük. Ortam yine sakindi. Yaşlı amcalar ve teyzeler ile yüzüp sonrasında şehri gezmeye devam ettik. Bu alana girmek için 6 euro ödemiştik.

Viyana'da çok sayıda vespa motosiklet ile karşılaştık. Bizim vakit geçirdiğimiz yerlerde motorların yarısı Vespa idi.


Viyana da Vespalar

Saray Bahçesi

Tuna Nehri
Viyana'nın en güzel yanlarından biri her yerde temiz, soğuk içme suyu bulabiliyorsunuz. Bir restorana gittiğinizde de suyu çeşmeden isteyip bedava içebiliyorsunuz.




7.gün - Hallstatt - Fischbachau (Almanya) - 400 km

Gezinin en güzel rotalarındandı. Hallstatt’a giderken geçtiğimiz yollar ve köyler bizi adeta büyüledi. Arada durup çekim yaptık. 


Hallstatta giderken - Altta Drone ile çekilmiş versiyon

Hallstatt’a  vardığımızda öncesinde gördüğümüz yerlerden dolayı pek etkilenmedik diyebilirim:). Hallstatt kalabalık bir yer. Gerçekten de çok güzel ama kalabalık olunca güzelliklerinin farkına varamıyorsunuz. Hızlıca gezdik zaten küçük bir alan. Çok güzel bir tatlı börek yedik. Motorla da biraz etrafını dolaştık. Aslında vakitiniz olsa trekking yapabileceğiniz yerler var. Bizim çok vaktimiz olmadığı için motorla çevresini turlayıp geri döndük.


Hallstatt



Hallstatt’tan ayrılırken aniden yağmur başladı. Bu sefer Ersin'e de yolda yağmurluk aldığımız için daha az etkilendik. Rota bizi yüksek yerlere götürdü ki çok güzel manzaralar ile karşılaştık. Bu manzaralar sağolsun bize mola verdirip çekim yapmaya mecbur bırakıyordu. O yüzden de sonraki noktalara geç gidiyorduk :)



Hallstatt - Almanya Yollarında

Nitekim Neuschwanstein Şatosu yakınlarına gitmek istersen gidemedik. Yolda yine yağmura yakalandık ve güzelce ıslandık. Yağmurluk da bir yere kadar :) Islak ve üşümüş bir halde airbnbden yakınlarda bir köy evi bulup oraya gittik. Allahtan hızlı cevap verdiler. Çok güzel bir köyde, güzel bir köy evinde konakladık. Duşumuzu alıp dinlendikten sonra ertesi günün planını yapmaya başladık.


Ertesi gün plan,  Neuschwanstein şatosunu gezip sonrasında Como gölüne gitmek. 470 km lik ama dolambaçlı bir rotamız vardı.




8. ve 9. Gün - Neuschwanstein Şatosu ve Como Gölü (İtalya)

Kaldığımız köy evinden 7 gibi kalkıp, yakınlarda bulunan bir kafede güzel bir kahvaltı ettik. Şu ana kadar en doyurucu kahvaltımızdı ve gerçekten kahvaltıya benziyordu :) Peyniri, salamı, balı, tereyağı, yumurtasıyla bizim kahvaltımıza yakındı. 

Karnımızı doyurmanın da moraliyle yola koyulduk. Neuschwanstein şatosuna gittik. Şatonun içine girmeden çevresini gezip sonrasında yüksek bir tepeye çıkarak yukaradan manzarasını izledik. İçine girmek için belli saatlerde turlar vardı. 2 saat turu beklemek yerine bu şekilde yapmayı tercih ettik. Drone uçurmak yasak olduğu için planladığım çekimleri yapamadım ama yine de tatmin edici manzalar vardı. Şato da tek başına görsel olarak güzeldi. 


Şato


Yükseklerden Manzara

Şatoyu gezdikten sonra Como Gölü' ne doğru yol çıktık. Bizi uzun bir yol bekliyordu. Tercih ettiğimiz güzergahta ücretli yolları hariç tuttuk. İsviçre üzerinden bir rota çıktı. Bu rotada gördüğümüz manzaralar şu ana kadar gördüklerimiz arasında en iyisiyldi. 1500 metre yüksekte sağımızda solumuzda karlı dağlar, göller ve akarsuların yanından geçtik. Yine dayanamayıp durup çekim yaptık. Biraz üşüdük çünkü çok rüzgar vardı. Ama güzeldi yinede. Aslında 1-2 gece kalsak iyi olurmuş. 

İsviçre Yolları - Como' ya giderken

1500 metrede göl

Ersinle birlikte


İtalya sınırına geldiğimizde, sınır köyünde alttaki gibi bir şelale ile karşılaştık. Burada da biraz oyalanıp Como Gölünde ayarladığımız eve doğru yola çıktık.




Eve vardığımızda hava karanlıktı. Biraz dinlenip, çevrede pizza yapan bir bara gittik. Kaldığımız ev de bir köy eviyidi. Köydeki tek bar o saatte yemek hizmeti veren tek yerdi. Pizzamızı yedikten sonra eve dönüp ertesi günün planını yaptık.

Como Gölünü gezerken ev sahibinin önerilerini dinledik. Yemek önerdiği bir yer çok kötü çıktı. Daha doğrusu damak tadımıza hiç uygun değildi. Como gölü tahminimizden büyüktü ve gezmesi de uzun sürdü. Bir de üzerine gelmişken gölde yüzelim dediğimizden saat geç oldu. Bir gece daha kalıp erkenden yola çıkmaya karar verdik. Normalde öğleden sonra işimizi bitirip Venedik' e geçmeyi planlıyorduk.

Como Gölü, Hallstatt ve İsviçre yollarından sonra bizim beklentilerimizin altında kaldı. Çok büyük bir göl. Etrafında farklı yerleşimler var, gölde yüzebiliyorsunuz. Tamamen gezmek için 2-3 güne ihtiyacınız olabilir. Kışın da gitmek lazım. Etrafındaki dağlar ile çok güzel bir manzarası olur.


Como Manzara 

Yemekten dönerken inekler yolumuzu kesti :)
Gölün farklı yerlerine feribotlar ile geçebiliyorsunuz
Gölde yüzdükten sonra.
10. Gün Venedik - 355 km

İtalya da sağolsunlar otobanlarda çok para aldıklarından ücretsiz yollardan Venedik' e gitmeye karar verdik. 5-6 saat sonunda kalacağımız yere varıp yerleştik. Venedik' i 4-5 saat gezip, yemeğimizi de yedikten sonra tekrar otele döndük. Venedik 1 günde rahatlıkla gezilebilecek bir yer. Fazlası bana göre gereksiz. Bir yerden sonra aynı şeyleri tekrar ediyor gibisiniz .Her sokak bir yerden sonra birbirine benziyor.

Venedik' i bazı arkadaşlar tavsiye etmiyordu ama biz beğendik. Sadece çok kalabalıktı ki biz sakin bir zamanda gittik. Kalabalık hali korkunçtur muhtemelen.
Venedik ilk poz

Venedik kanolar


11.Gün Plitvice Gölleri - 360 km

Turumuzda büyük beklentiler içerisinde olduğumuz Plitvice Göllerine yola koyulduk. Hırvatlar diğer Schengen ülkerlerinden farklı olarak sınırda bizi kontrolden geçirdi. Sıra yoktu, hızlı bir şekilde işlemleri yapıp yola devam ettik. Plitvice gölleri yakınında bir köy evinde kaldık. Eşyalarımızı yerleştirip göle gittik ve  20 euro para vererek çevresini gezdik. Drone uçurmak yasaktı burada da. Çok geniş bir alana yayılmış bir park. Çok güzel ama internette drone ile çekilmiş o manzarayı göremiyorsunuz. Parça parça görebiliyorsunuz. Kötü yanı ise yüzmek  yasak.

Yüzmek yasak olduğu için biz parkı gezip, park dışında yüzecek bir yer aradık. İnternetten de bakarak bir köyde girildiğini gördük. O köye gidip yerel bir teyzenin de yardımıyla nehirde suya girilebilecek bir yer bulduk. Sıcaktan biraz bunalmıştık artık. Su bize çok iyi geldi. Biraz soğuktu, gerçi teyze de uyarmıştı ama abartı bir soğuğu yoktu. Daha sonra gideceğimiz Izvor Cetinenin yanına yaklaşamaz bu konuda :)  Yüzme faslı bitince köy evine dönüp dinlenmeye geçtik.


Plitvice Gölleri
Plitvice Gölleri
Park dışında bir köyde yüzdük
Yüzdüğümüz köyden bir resim

12 ve 13. Gün Zlatni Rat - 400 km

Plitvice' de güzel ve sessiz bir ortamda dinlendikten sonra, Brac adasına yola koyulduk. Yol üzerinde de 2 yere uğrayacaktık.
İlk durağımız Željava Hava Üssü oldu.Burası eski Yugoslavya zamanından kalma, zamanında 6 milyar dolar harcanmış yer altı hava üssü.  Ersin gelmekte isteksiz olunca, ben de 15 dk fotoğraf çekelim o zaman döneriz dedim. Ama gidince 2-3 saat kaldık. Biraz tünellere girdik. Uzun uçak pistinde motor sürdük, fotoğraflar çektik. Eski bir uçak üzerinde ve içinde çekimler yaptık. Bizim için çok eğlenceli geçti.



Team Vecihi
Uçak üstünde uzun süre oyalamdık ve fotoğraf çektik. Tabi drone da kullandık.





Uçakta çekim yaparken Ersin'in aklına Vecihi etiketlerinden olsa da yapıştırsak fikri geldi. Ben de, çantada var diyince uçağa yapıştırmaya karar verdik. Normalde etiketlerden 2 tane almıştık. Bir tanesinde deformansyon var diye firma 2 tane daha göndermişti. Ben de fazla etiketleri yanıma almıştım. Aklımızda böyle bir plan yokken güzel bir tesadüf oldu. Vecihi ve uçak temasına da çok uydu. Videoya da kaydettik. Güzel bir anı oldu bizim için. Altta görüntüleri izleyebilirsiniz.




Hava üssünden sonra hedefimiz Izvor Cetine diye bir yer. Burada suyun yer yüzüne çıktığı bir nokta buluyordu. Böyle bir deneyim daha önce yaşamadığımız için ilgimizi çekmişti. Gittik ve iyi ki gitmişiz dedik. Biz giderken başka bir motosiklet ekibi vardı. Sonrasında 2 ayrı çift geldi ve fotoğraf çekip gittiler. Biz tabiki gelmişken buz gibi suya girmeden olmaz dedik ve suya girdik. Benim şu ana kadar girdiğim en soğuk suydu. Karlı, buzlu ortamlarda daha soğukları muhakkak var ama bu mevsimde, bu sıcakta böyle bir soğuk su tecrübesi yaşamıştım. Bir süre ayak parmaklarım uyuştu :) Su tertemiz olduğu için şişelerimizi de doldurduk. 1 saat vakit geçirdikten sonra yola devam ettik.


Izvor Cetine

Suya girerken :) Altta da filtresiz drone çekimi.
Gerçi tüm resim ve videoları ham haliyle paylaştım




Amacımız Krka Ulusal Parkına gitmekti ama İzvor Çetine ve Plitviceden sonra vazgeçtik. 20 euro ödemek de istemedik açıkçası :) Brac adasına gitmek üzere Splite gidip feribot ile adaya geçiş yaptık.

Brac adası, Zlatni Rat plajının olduğu ada. Adada biraz yükseklerde eski bir taş evde kaldık. 2 gece geçirdik. Sezon tam açılmadığı için sakin bir ortamda plajda vakit geçirdik. Su çok temizdi ve sıcaklığı da çok güzeldi.



14. Gün - Dubrovnik - 230 km

Hedefimiz, Bosna Hersekteki Kravice Şelalesini ziyaret edip Dubrovnik te akşam konaklamaktı.  Gerçi Hırvatistan-Bosna-Hırvatistan-Bosna-Hırvatistan şeklinde sınırlardan 2-3 kere geçsek de amacımıza ulaştık

Kravice şelalesi daha önce de gittiğim büyük, yüzülebilen ve güzel bir ortamı olan bir şelale. Buralara kadar gelmişken gitmemek olmazdı. İyiki de gitmişiz. Serin sularında yüzüp, keyif yaptık. Akşam saatlerinde Dubronik e geçtik.


Kravice Şelalesi drone çekimi


Dubrovnik eski şehrini akşam gezdik. Daha önce Kotoru görmüş biri olarak, Dubrovnik eski şehri Kotor dan çok daha büyüleciydi. Zaten bundan dolayı da Kotora gitmekten vazgeçtik.


Dubrovnijk Old Town
Eski Yugoslav ülkelerinin olmazsa olmazı. Basketbol




15.Gün Selanik - 680 km

Dubronik'ten sonra artık eve dönüşü gerçekleştirmeye karar verdik. Aslında Arnavutluk'ta da görmek istediğimiz yerler vardı ama artık Cuma gününe gelmiştik. Pazartesi iş günü olduğundan kendimize evimizde 1 gün dinlenmek için zaman ayıralım dedik.

Selanik ortada kalan bir noktaydı. Atatürk' ün evi, yunan deniz ürünleri de tabi tercihimizde etkili oldu. Geziyi güzel bir yemek ile tamamlayalım dedik :) Akşam 9 gibi kalacağımız eve vardık. Sonrasında bir meyhane araştırıp deniz ürünleri yedik. Yunanları lezzet ve porsiyon konusunda tekrar takdir ettik. Karnımızı doyurduktan sonra ertesi günün planını yapıp dinlenmeye geçtik.

16. Gün İstanbul - 620 km

Sabah 9 gibi kalkıp önce bir börekçide kahvaltı ettik. Sonrasında Atamızın evini de ziyaret ettik.

 Eve dönüş öncesi uğrayacağımız bir yer kaldı. Kavala kurabiyecisi. Daha önce lezzetinden memnun kaldığımız yere gitti. Hava biraz sıcaktı, daha doğrusu çok sıcaktı . Ama bir anda bozdu ve dolu yağmaya başladı. O sırada tünellerden geçiyorduk ve bir tanesine sığındık. Bizim dışımızda arabalarda tünellere sığındı. Kısa süre sonra dolu kesildi ve yola devam ettik. Kavalaya uğrayıp kurabiyelerimizi aldık ve oyalanmadan yola devam ettik

Sınırda pek sıra yoktu ama hava yine bozmaya başladı. Çok sıra olmamasına rağmen biz yağmurun da etkisiyle önlere geçtik.  Ama yurdum polisi sağolsun bize işlem yapmadı ve bekletti. Tabi bunda diğer motorcuların da payı var. Motorcular genel olarak sıraya geçmediği için sıra bekleyenler şikayet ediyor. Polis de bizi bekletti kısmen haklı olarak. Ama yağmur yağıyor diye ısrar edince bir kaç kişiden sonra işlem  yaptı.

Önümüzde eve gitmek için hala 300 km lik bir yol vardı. Bunu da kazasız belasız atlattıktan sonra evlerimize vardık.


250cc Vespa ile 5500 km Avrupa Turu - 12 Ülke

Merhabalar 2017 ağustos sonunda 150 cc ilk Vespa Primavera ile Yunanistan üzerinden İtalya’ya gidip gelmiştim. 8 gün - 3500 km s...